Karar Verdin Mi?
Karar vermek hiç öyle görünmese de, söylemesi basit ancak uygulaması zor bir eylem. Aynı zamanda çok da yanlış anlaşılır.
Bir girişimde bulunacaksanız, kararsızlık kapılarını kapatın.Nietzsche
Hayatımda üzerine bu kadar fazla düşündüğüm başka bir eylem yok diyebilirim. Hatta, hayatta bundan daha önemli bir eylem yok diyebilirim.
Hiçbir şey, karar verebilmekten daha zor, bu nedenle daha değerli olamaz.Napolyon
TDK’da karar kelimesi ‘Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı’ şeklinde tanımlanmaktadır. Burada genellikle ‘düşünülerek’ kısmına dikkat çekilir ancak dikkat çekilmesi gereken ‘kesin’ şeklinde ikinci bir kısım daha var.
Buradan yapabileceğimiz ilk çıkarım, karar, düşünülmeden yapılabilecek bir eylem değil. Belli bir düşünme süresine sahip olması gerektiği gibi, bir anda gerçekleşmesi mümkün değildir. Hayır abi, ben kararlarımı bir anda veririm ve uygularım diyorsanız, bu sizin düşünmeden karar aldığınızı değil, çok hızlı düşündüğünüzü gösterir.
Yapacağımız ikinci çıkarım, karar, kesin bir eylemdir. Bir karar verdiyseniz diğer tüm seçenekleri elediğiniz anlamına gelir ve tavize kapalıdır. Bundan sonra böyle olacak dediğimiz şeyler, yalnızca söylediğiniz noktada kalıyorsa, bu bir karar değil temennidir.
Karar vermek, kesinlik yanıyla birlikte bir seçim, bir veya birden fazla vazgeçme ve bir sorumluluk almayı içerir. Bir seçim veya vazgeçmedir çünkü karar verdiğinizde en az iki şeyden birini seçiyorsunuz ve diğerlerinden vazgeçiyorsunuz demektir. Aynı zamanda sorumluluktur çünkü verdiğiniz kararın sonuçlarıyla yüzleşmek, durumundasınız. Bu sebeple bir karar almadan önce bu kararın, yüzleşmemiz gereken tüm sonuçlarını da bir düşünmemiz gerekmektedir.
Odaklanılan nokta yanlış karar vermek.
Bir karar alırken bunun doğru bir karar olup olmadığının o kadar çok üzerinde dururuz ki, kararımızın sonuçlarını görememeye başlarız. Kalbinin sesini dinle, ilk aklından geçeni yap ve benzeri çok genel sözlere inanır ve aslında tam da emin olmadan bir karar veririz.
Şuna emin olabilirsiniz ki, kararınız size düşündüğünüz kadar acı veya düşündüğünüz kadar mutluluk yaşatmayacak.
Çünkü düşünme aşamasında kararımızın sonuçlarıyla ilgili o kadar abartılı senaryolar yazarız ki, konunun çok da dışına çıkarız farkında olmadan.
Karar vermenin hayatımızdaki yeri ve önemi tartışılmaz. Peki şimdiye kadar hayatımızın herhangi bir alanını etkileyen o kararları nasıl aldığımızı hatırlıyor muyuz? Daha da öteye gidecek olursak, karar alma yöntemimizin başarısını ölçüyor muyuz veya nihai kararımızın sonuçlarını diğer opsiyonların ihtimalleri ile karşılaştırıyor muyuz? Sonucu olumlu veya olumsuz olsun, verdiğimiz tüm kararların sonucunda bu yoklamayı yapmamız bize bir sonraki kararlarımızın daha başarılı olması konusunda şüphesiz yardımcı olacaktır.
Lafı uzatmadan, nasıl karar almak gerektiği konusuna gelelim ve soruların gücünü kullanarak nihai kararımızı oluşturmaya çalışalım. Ve mümkünse bunu önce soru sonra cevap şeklinde yazarak yaparsak daha sağlıklı olacaktır.
1) Gerçekten karar vermeniz gerekiyor mu? (1 den fazla seçenek varsa ortada bunun cevabı şüphesiz Evet!)
2) Ne zaman karar vermeniz gerekiyor? Hemen mi? (Gerçekten hemen değil ise ne bu acele ?)
3) Verdiğiniz karardan kim, nasıl etkilenecek? (Bunun sizin için gerçekten önemi var mı?)
4) Vereceğiniz karar sizin kararınız mı olacak? (Yoksa başkalarının gölgesinde mi karar alıyorsunuz?)
5) Seçeneklerim neler?
Öncelikle bu sorulara dürüst birer cevap bulmamız gerekiyor. Sadece bu sorular bile, kararınızı olumlu sonuçlar oluşturacak şekilde vermenize etki edecektir. Peki bu bizim için yeterli değil mi? Devam edelim.
6) Seçenekler benim için yeterli mi? (Yoksa başka bir seçenek mi arıyorum? Eğer öyleyse seçeneklerimi artırma imkanım var mı?)
7) Şüphesiz eleyebileceğim seçeneklerim var mı? (Varsa elemeye başlayabiliriz.)
8) Gerçekleşme ihtimali yüksek olan alternatifler hangileri? (Düşük olanların da durmasına gerek yok.)
9) Kalan seçeneklerden hangisi benim için en uygun?
Bu son noktada artık kendi davranışlarınızı, duygularınızı ve düşüncelerinizi de ortaya dökerek bir seçim yapabilirsiniz.
Başlayın!
Bir kararın gerçek bir karar olması için uygulamaya konulması gerekir. Aksi halde yaptığınız eylem karar vermek değil, isteğimizi düşünmekten ibaret olur. Karar verdiyseniz eğer, bir yemin gibi, buna bağlı olun. Diğer ihtimalleri düşünmekten veya acaba doğru bir karar mı verdim diye düşünmekten vazgeçin. Biliyorum, mükemmelliyetçisiniz. Ancak şu anda en iyi seçimi yaptığınıza inanın ve ileride bu fikrinizi değiştirebileceğinizi, hiç bir zaman hiç bir şeye mecbur olmadığınızı unutmayın.
Gün içinde aldığınız küçük kararları bile uygulamakta sıkıntı mı yaşıyorsunuz? Bunda ‘Procrastination’ konusunun büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Ve bunu da bu blog içerisinde yer verip de iyice okunmayacak uzunluğa getirmek istemiyorum 🙂 İlgili yazıyı yazdığım zaman burdan ilgili bloga bağlantı veririm.
Sevgiler.